Bir varmış bir yokmuş. Türkiye'nin en büyük gölü olan Van Gölü’ne yakın bir kasabada Poti adında yavru bir Van kedisi yaşarmış. Tüm Van kedilerinin bir gözü mavi bir gözü yeşilmiş. Poti, her akşam uyku saati yaklaşınca keyifle yatağına girer ve uyurmuş. Bir akşam Poti, yuvasında koşuşturmaya ve bir şey aramaya başlamış. Annesi bu duruma çok şaşırmış ve sakince sormuş. “Ne oluyor Poti? Neden yatmaya hazırlanmıyorsun?” “Uykum yok!” demiş Poti. “Uyku saati geldi ama benim uykum kayıp!” Annesi Poti’yi sakinleştirmeye çalışmış. Ama Poti bir an önce uykusunu bulup uyumak istiyormuş. Annesi, yatağa yatıp dinlenirse uykusunun geleceğini söylemiş. Poti geç de olsa uyuyabilmiş.
Ertesi sabah uyandığında Poti çok yorgunmuş. Oynamak için dışarı çıktığında diğer yavru kedilerin de aynı durumda olduğunu görmüş. Onlar da çok yorgunlarmış. Büyükler bu duruma şaşırmış. Hepsinin uykusunun aynı anda ortadan kaybolması tuhafmış. Günler geçmiş ama yavruların uykuları geç saatlere kadar gelmemiş. Büyükler endişelenmeye başlamış. Ve sonunda korkulan olmuş. Bir gece uykular artık hiç gelmemiş. Hiç bir kedi uyuyamamış. Bazı yavru kediler bu durumdan memnunmuş. Hiç uyumamanın güzel olacağını düşünüyorlarmış. Oysa Poti, uykusuzluğun tehlikeli olduğunu biliyormuş. “Arkadaşlar uykularımız bir an önce gelmezse hepimiz hasta olabiliriz. Yeterince uyumazsak sağlıklı büyüyemeyiz.” Bazı yavru kediler Poti’ye katılmış, bazıları karşı çıkmış. Birkaç gün sonra artık hepsi uykularını geri istiyormuş.
Büyükler, başka bir kasabada yaşayan bilge bir kedi olduğunu öğrenmişler. Bilge kediyi kasabalarına davet etmişler. Bilge kedi gelince tüm yavru kedileri etrafına toplamış. Onlara, bazen yavru kedilerin uykularının kaçıp Van Gölü’ne saklandığına dair söylentiler olduğunu anlatmış. Bu kasabadaki uykuların neden dönmediğini o da bilmiyormuş. Sadece uykusunu kaybeden bir yavru kedinin kaybolan uykuları bulabileceğini söylemiş. Kediler sudan korkar diye itiraz etmiş büyük kediler.
Bilge kedi patisiyle ile Poti’yi işaret edip. “Aranızdaki tek Van kedisi Poti, o yüzden Van Gölü’ndeki uykuyu sadece o bulabilir” demiş.” demiş. Herkes çok şaşırmış. Poti belli etmemeye çalışsa da korkmuş. Küçük yavru kediler hastalanmaya başlayınca Poti artık dayanamamış. Yüzüp yüzemeyeceğini bilmiyormuş ama denemeliymiş. “Burası” demiş bilge kedi “Dünyanın en büyük sodalı gölüdür. Birçok sır saklar.” Poti yavaşça patisini göle sokmuş. Tüm kediler nefeslerini tutmuş onu seyrediyormuş. Bir pati bir pati daha derken minik Poti suya dalmış. İleride bir mağara görmüş. Sudan kafasını çıkarmış. Derin bir nefes almış. Tekrar dalmış. Mağaraya doğru yüzmüş yüzmüş. Mağaradan içeri girdiğinde gözlerine inanamamış. Mağaranın içi çeşit çeşit çiçeklerle, kelebeklerle doluymuş bu mağaraya nasıl hiç su girmiyor diye düşünmüş. Bilge kedinin bahsettiği sırlardan olduğunu anlamış. Yürümeye devam etmiş. Uykular bu harika yerde olmalı demiş. Ve seslenmiş “Uykular! Sevgili uykum neredesin” İleriden bir ses gelmiş. “Git buradan artık hiç bir yavru kediyi istemiyoruz”. “Ama bizim uyumaya ihtiyacımız var. Uyumazsak hasta oluruz, büyüyemeyiz.” demiş. Birden kocaman bir çiçek açılmış önünde. “Bizi istemediğiniz için bir daha gelmemeye karar verdik. Burada çiçek olarak yaşamak istiyoruz.” Poti, uykulara; yavru kedilerin artık uykunun önemini anladıklarını söylemiş. Bundan sonra uykuları keyifle ve arkadaşça karşılayacaklarını anlatmış. Uykular kendi aralarında tartışmış ve geri dönmeye ikna olmuşlar. Poti tekrar suya dalıp yüzeye çıktığında annesi sevinçle onu kucaklamış. Tüm kediler merakla ona bakmış. Poti heyecanla uykuların geri geleceğini söylemiş. O akşam tüm yavru kediler umutla yatmaya hazırlanmış. Gelen uykular mutlulukla karşılanmış. Bu olaydan sonra kediler ve uykular ayrılmaz dostlar olmuş. Yavru kediler sağlıkla büyümüş. Masalda burada bitmiş.