Açıklama
Yükleyen: nefer26medya
Yüklenme Tarihi: 29 Mayıs 2014 - 15:22
Şehzade Bayezid
Vikipedi, özgür ansiklopedi
Bu, bu sayfanın kontrol edilmiş bir sürümüdürayrıntıları göster/gizle
Şehzade Bayezid
Nahcivan Seferi sırasında Şehzade Bayezid'i Kanuni'nin huzurunda gösteren bir minyatür.
Nahcivan Seferi sırasında Şehzade Bayezid'i Kanuni'nin huzurunda gösteren bir minyatür.
Doğum 1525 civarı
İstanbul, Osmanlı İmparatorluğu
Ölüm 25 Eylül 1561
Kazvin, İran
Yattığı yer Melik-i Acem Türbesi, Sivas, Osmanlı İmparatorluğu
İkâmet İstanbul, Osmanlı İmparatorluğu
Din İslam
Ebeveyn(ler) I. Süleyman ve Hürrem Sultan
Eşi Fatma Haseki Sultan
Çocukları Şehzade Orhan
Şehzade Osman
Şehzade Abdullah
Şehzade Murad
Mihrumah Sultan
Ayşe Sultan
Şehzade Bayezid (Osmanlıca: ; d. 1525, İstanbul - 25 Eylül 1561, Kazvin), I. Süleyman'ın Hürrem Sultan'dan olma üçüncü şehzadesidir. Kütahya, Konya ve Karaman sancak beyliklerinde bulunmuştur.
Annesi Hürrem Sultan'ın koruması ile kendini tahtın varisi olarak görmeye başlamış ancak annesi öldükten sonra güçsüz kalmıştır. Ablası Mihrimah Sultan'ında Şehzade Selim'in tarafını tutmasıyla kendisine taraftar toplamaya başlamıştır. Babası ise henüz sağ iken kardeşi Şehzade Selim ile giriştiği taht mücadelesinde yenilmiş; sığındığı İran Şahı’nın sarayında babasının adamları tarafından oğulları ile birlikte boğularak öldürülmüştür. Oğulları ve kendisinin cenazesi Sivas'ta bulunan Melik-i Acem Türbesi'nde yer almaktadır.
Konu başlıkları
1 Yaşamı
1.1 Düzmece Mustafa olayı
1.2 Annesinin koruması
1.3 Selim ile sürtüşmeler
1.4 İran'a sığınması
2 Ölümü
3 Çocukları
3.1 Ölümünden sonra
4 Şairliği
5 Popüler kültürdeki yeri
6 Galeri
7 Kaynakça
Yaşamı
1525 yılında İstanbul’da dünyaya geldi. Babası Osmanlı padişahı Kanuni Sultan Süleyman, annesi Hürrem Sultan’dır. 11 Kasım 1539’da erkek kardeşi Cihangir ile birlikte sünnet edildi. 1543’teki Macaristan seferine katıldı. 1546’da Karaman Sancak Beyliği ile görevlendirildi. 1548’de İkinci İran seferine çıkan babasını abisi Şehzade Mustafa'yla birlikte Akşehir’de karşıladı.[1]
Kanuni 1553’te Nahcıvan Seferi’ne (3. İran seferi) çıkarken Bayezid’i taht muhafazası için Edirne’ye gönderdi. Ordu sefere giderken Konya’da Şehzade Mustafa’nın boğdurulması ve ardından Şehzade Cihangir’in de hastalanarak Halep’te hayatını kaybetmesi üzerine Bayezid, tahtın iki varisinden birisi olarak kaldı. Diğer varis, ağabeyi Şehzade Selim idi.
Düzmece Mustafa olayı
Şehzade Mustafa’nın öldürülmesinden sonra ortaya çıkan Düzmece Mustafa olayında Şehzade Bayezid’in, isyancı kuvvetleri durdurmada ağır davrandığı, hatta bu isyanı onun düzenlediği iddiası ortaya atıldı. Kanuni’nin ona olan güveni sarsıldı, ancak yine de kendisini affedip Kütahya’ya gönderdi. Bayezid bunun üzerine babasına yazdığı mektupta “ben kulunuzu muradına irgürdünüz” diyerek teşekkür etmiş ve kendisini tahtın varisi olarak görmeye başlamıştır.[kaynak belirtilmeli]
Annesinin koruması
Hürrem Sultan, kendi oğullarından birisinin, daha çok karakter bakımından Kanuni’ye benzeyen Bayezid’in tahta geçmesini istiyordu. Yaşamı boyunca da onun koruyuculuğunu üstlenmiştir. Hatta Düzmece Mustafa olayında Bayezid’in, affedilmesini Hürrem Sultan’a borçlu olduğu söylenmektedir. Ancak Hürrem Sultan'ın 1558’de ölümünden sonra, Bayezid koruyucusuz kalmış ve kendine taraftar toplamaya girişmiştir. Bayezid’in Selim aleyhine harekete geçmesinde, Lala Mustafa Paşa’nın rolü olduğu düşünülür. [2].
Selim ile sürtüşmeler
Oğullarının taraftar toplamaya başlamaları üzerine Kanuni onları birbirlerinden uzaklaştırmış, 1558’de Selim’i Konya’ya, Bayezid’i ise Amasya’ya göndermiştir. Bayezid bunu kendisine bir hakaret saydı ve Kütahya’da kalmaya çalıştı. Ancak babasının ısrarları sonucu Amasya’ya gitmek zorunda kaldı; 21 Aralık 1558’de Amasya’ya vardı[3]. Kanuni onu çeşitli vaadlerle oyalamaya çalışırken, o bir mektubunda babası için “padişah olan yalan söyler mi” dedi ve taraftar toplamaya devam etti.
Kanuni, aynı şekilde Selim’in de asker toplamasını söylemiş ve Sokollu Mehmed Paşa’yı ona yardıma göndermiştir. Bu arada Bayezid’in sancağından çıkması isyan olarak değerlendirildi ve Şeyhulislam Ebusuud ve başka din adamları tarafından öldürülmesinin vacib olduğuna dair fetvalar verildi.
Bu esnada Amasya’dan Ankara’ya gelmiş olan Beyazid, 29 Mayıs 1559’da Konya önlerinde Selim’in ordusuyla çarpıştı, ancak 2 gün süren savaşta onun düzenli ordusu karşısında üstünlük sağlayamayıp yenildi. Bunun üzerine Amasya’ya dönmüş ve müftü Muhyiddin Cürcani’yi babasına, affedilmesini dilemesi için gönderdi.
İran'a sığınması
Kanuni, Bayezid'in af talebini reddedip yakalanmasını emredince Bayezid oğullarını alarak 7 Temmuz’da Amasya’dan çıktı[3]. Ağustos ortalarında İran’a sığınmak zorunda kaldı.
Şehzade Bayezid'ın kabrinin bulunduğu Abdülvehhâb Gâzî Camii, Yukarı Tekke, Sivas
İran’da Şah Tahmasb tarafından Kazvin'de büyük bir törenle karşılanan Bayezid, onun aracılığıyla babasından affını diledi. Tahmasb, Selim ve Kanuni arasında Bayezid’in teslimi konusunda yazışma ve pazarlıklar yapıldı. Tahmasb’ın isteklerinden bir kısmını kabul etmek zorunda kalan Kanuni, ona 1.200.000 altın ödeyeceğini ve Kars Kalesi’i bırakacağını vaad etmiştir. Ayrıca Selim de padişah olduğunda, İran’la dost kalacağına dair bir ahidname vermiştir.
Ölümü
Anlaşma sağlanınca Kazvin’e giden Osmanlı elçileri 25 Eylül 1561 tarihinde önce Bayezid’i ardından da oğullarını boğarak öldürdüler. Bayezid ve oğullarının cenazeleri Sivas’a getirilerek surların dışında bulunan "Melik-i Acem türbesi"'ne defnedilmiştir. Bu türbe Abdülvehhâb Gâzî Camii içerisinde bulunur.
Şehzade Bayezid'in ölümünden sonra Bursa'ya nakledilen karısı bir kale içinde bekletilmiş ve yanında bulunan üç yaşındaki oğlu da öldürülmüştür.
Ölümünden sonra
Bayezid olayından sonra, yeniçerilerin Anadolu’ya muhafız olarak yayılması ve şehzadelerden yalnızca en büyüğüne sancak verilmesi gibi idari değişikliklere gidilmiştir.
Ona sadrazamlık vaadinde bulunan Selim’in tahta çıkmasını isteyen ve Bayezid'i babasına karşı isyana teşvik eden Lala Mustafa Paşa, ancak III. Murat zamanında, yaklaşık 3 ay sadrazamlık yapabildi.
Şairliği
Bayezid’in “Şahi” mahlasıyla yazdığı şiirleri, Türkçe ve Farsça şiirlerinden oluşan bir divanı vardır. Şiirlerinde saltanat arzusu, aşk, günahlarından bağışlanması için yakarış konularını işler. Babasından affını dilemek için yazdığı şiirleri ve babasının yine şiir olarak verdiği karşılıklar meşhurdur. Divanının iki el yazma kopyası Millet Kütüphanesi Ali Emirî koleksiyonunda bulunur.[3] Divanı Filiz Kılıç tarafından yeni Türk alfabesine aktarılmış,[4] fakat bu aktarım fazla hatalı olduğu iddiasıyla eleştirilmiştir.[5]
Popüler kültürdeki yeri
2003 yapımı Hürrem Sultan dizisinde Engin Altan Düzyatan tarafından canlandırılmıştır. 2011 yapımı Muhteşem Yüzyıl dizisinde ise Aras Bulut İynemli tarafından canlandırılmaktadır.