Geleneksel kültürümüzün en önemlilerinden olan gölge oyunumuz Karagöz ve Hacivat, insanları eğlendirirken düşündürmüş, zaman zaman toplumsal bilinç oluşmasında öncü bir rol oynamıştır.
Türk gölge oyunu olan Karagöz, son elli yılda büyük bir gerileme içine girmiş, neredeyse yok olma noktasına gelmişti. Günümüzde sayıları epey azalan Karagöz sanatçıları bu geleneksel oyunumuzu çabalarıyla tekrar hayata döndürmeye çalışılmaktadır.
Karagöz ve Hacivat karakterlerini yaşatmak için bir grup çizgi film yapımcısı bir araya gelip bu 35 bölümden oluşan yapımı yapmışlardır. Ortaoyunumuzun bu sevilen iki karakterini sevdirmeyi ve gelecek döneme taşımayı amaçlayan bu yapım ile hepiniz bu geleneksel kültürümüzü tanıyacaksınız. Ayrıca bu yapım ile çocuklarımız toplumsal bilinç kazanacak ve doğruluk dürüstlük, kıskançlık, yalan söylememek gibi birçok kunu hakkında bu yapım ile bilinçleneceklerdir.
Gölge oyunumuz Karagöz ve Hacivat bir zamanlar toplumun en önemli eğlencesiydi. Eskiden ramazan gecelerinde büyük bir sabırla beklenen iftar topu atıldıktan sonra iftariyelikler sofraya gelir, yemekten sonra herkes doğruca Karagöz ve Hacivat gösterisi seyretmeye giderdi. Önce perde arkasındaki ışık yanar, nâreke zırıltısı ve tef velvelesi ile Hacivat şarkı söyleyerek sahne alır ve "Ne olur şu dört köşe perdede bana da bir kafadar olsa ah bana bir eğlence aman" diye Karagözü çağırmaya başlardı.
Karagöz ve Hacıvat'ın atışması bittikten sonra fasıl bölümü başlar, bu bölümde oyunun akışına göre, Çelebi, Tuzsuz Deli Bekir, Acem, Arap, Efe, Laz gibi tipler perdeye gelir, oyunlarını oynarlardı.
Karagöz oyunları tabii ki sadece ramazan eğlencelerinde oynatılmamış, artık hayatın her alanında yer almaya başlamıştır.